BURDUR İL KÜLTÜR VE TURİZM MÜDÜRLÜĞÜ

Sagalassos

İmparatorların Gözde Şehri Sagalassos

Sagalassos, Ağlasun ilçesinin 7 km kuzeyinde ve Akdağ yamaçlarında denizden 1500-1700 metre yüksekliğinde kurulmuş bir kenttir. Sagalassos Pisidia bölgesinin Roma İmparatorluk Dönemi’nde en önemli şehirlerinden biridir. Şehirde bulunan yapıların büyük bir çoğunluğu Roma Dönemi’ne aittir. Sagalassos’un Batılılar tarafından ilk keşfi 1706 yılında Fransız gezgin Paul Lucas tarafından yapılmıştır.

Bulutların arasındaki kente girişte hemen kuzeyde saray büyüklüğünde bir kent konağının avlusu ve salonları yer alır. Kentin alt kısmına büyük Roma İmparatorluk Hamamı hâkimdir. Anıtın soğukluk salonu, havuzları, ılıklık ve sıcaklık salonları korunmuş durumdadır. Hamamın alt katı, kentin Aşağı Agora'sına (meydanı) açılır. Aşağı Agora etrafında, agora çeşmesi ve daha üst kotta Apollo Klarios tapınağı ve Hadrian Çeşmesi kalıntıları yer alır. Yukarı kentte, Yukarı Agora etrafındaki pekçok anıt açığa çıkarılmış ve onarılarak ayağa kaldırılmıştır. Burada suları çağlayan muhteşem Antoninler Çeşmesi; meydana açılan iki anıtsal kemer, agoranın dört köşesinde yüksek onursal sütunlar, belediye binası, kent konseyi binası, kilise ve dans eden kızlar kabartmaları ile tanınan Heroon görülebilir. Doğuya doğru ilerlediğinizde, kentin antik kütüphanesi, hâlâ özgün kaynak suyu ile beslenen Helenistik çeşmesi ve daha ileride antik tiyatro tüm haşmeti ile sizi davet eder. Bir anda kendinizi Roma döneminde bulursunuz.

Sagalassoslular M.Ö. 3. bin yılın sonlarında Batı ve Güney Anadolu’da yaşayan Luvi kabilelerinin bir kolu olan Pisidia halklarındandır. M.Ö. 333 yılında Büyük İskender, bu şehri ele geçirmiştir. Yazılı tarihi kaynaklarda, ilk defa M.Ö. 4. yüzyılın çeyreğinde Büyük İskender'in (M.Ö. 333-334) kenti zapt etmesiyle görülür. Sagalassos ‘un, Seleucid (Seleukos) ve Attalid (Attalos) hâkimiyetine girdiğini, M.Ö. 25 yılında Galatia kralı Amyntas’ın, ardından Augustus tarafından Roma İmparatorluğu topraklarına katıldığını görmekteyiz.

Hadrian’ın 120’li yıllarda Sagalassos’u Pisidia imparatorluk kültünün resmi merkezi seçmesi üzerine başlayan çok daha büyük çaplı ekonomik büyümesi, bir yüzyıl sürerek imar gelişmesini başlatmıştır. M.S. 6. ve 7. yüzyılların başlarındaki iki deprem ve 6. yüzyılın ortasında Anadolu’daki veba salgını ve siyasi karışıklıklar, kentin sonunu getirmiştir. 7. yüzyıla kadar kentte yaşam küçülerek ve giderek daha kırsal bir karakter kazanarak sürmüştür. M.S. 11. yüzyıla kadar, eskiden Antoninus Pius tapınağının olduğu tepe üzerine sığınan halkıyla Sagalassos ' ta yaşam, küçük bir köy yerleşimi olarak devam etmiştir. M.S. 13. yüzyıl başlarında Selçukluların, Sagalassos İskender Tepesi üzerindeki son Bizans askeri kale yerleşimini ortadan kaldırmasıyla kentte yaşam sona ermiştir.

En belirgin yapısı muhteşem Antoninler çeşmesidir. Şehir, İmparator Hadrian (M.S. 2. yy) döneminde ekonomik, siyasi ve sosyal anlamda en iyi dönemini yaşamıştır. Sagalassos Anadolu'nun en iyi korunagelmiş antik kentlerinden birisidir ve 2009 yılında UNESCO Dünya Mirası Geçici Ulusal Listesi'ne alınmıştır.

       1989 yılından beri Kültür ve Turizm Bakanlığı adına, Belçika'nın Leuven Üniversitesi tarafından 2013'teki emekliliğine kadar Prof. Dr. Marc Waelkens tarafından yürütülen kazılar günümüzde Prof. Dr. Jeroen Poblome başkanlığında sürmektedir. Kazılar ve restorasyonlar sonucunda pek çok eser ve anıt ortaya çıkmıştır. 2007-2008 kazılarında ortaya çıkan İmparator Hadrian ve İmparator Marcus Aurelius'a ait devasa heykel parçaları, dünyada eşine az rastlanır kalitedeki işçilikleri ile görenleri hayran bırakır. Bu heykel başları ve bacak ve ayak kısımları ile Sagalassos'tan gelen pek çok eser bugün Burdur Müzesi'nde sergilenmektedir.

  • Sagalassos
  • Neon Kütüphanesi
  • Helenistik Çeşme